18 Aralık 2010 Cumartesi

Ses Filmleri, Atölye Kapanışı ve Filmi: 'FIRTINALAR ESİYOR', Yılbaşı Partisi

Ses filmleri demiştik: sesin ön planda tutulduğu, hikayesinin ona göre tasarlandığı. Amaç film tasarımında sesin dikkate alınmasının filmi daha yukarı taşıyacağını tecrübe etmekti.

Kılıçlar çekildi ve hikayeler yazıldı, çekimler yapıldı ve kurgu odasında buluşuldu. Hazır kurgu odasına gelmişken çekilen filmlerin nasıl bilgisayara aktarıldığını ve görüntülerin nasıl kurgu programı aracılığı ile kesilip biçildiğini de tecrübe ettik. Freesound.org adresinden herkes kullanacağı sesi buldu ve indirdi. Sonrası çay, kahve, çikolata, sigara...

Ortaya çıkan 4 film ilginç ve güzel bir şekilde yönetmenlerin önceki çektikleri filmlere benzer kişilikte oldu. Yani mesela Sarter'ın film önceki filmi ile benzer bir tada sahipken, Raye'nin filmi ya da Ahmet Onur'un filmi önceki filmleri ile ortak duygular ve öğeler içeriyordu. Bu daha atölye filmleri aşamasında yönetmenlerin tarzlarının olduğu-oluştuğu anlamına geliyor. Onlar adına çok sevindim.

Diğer bir video ise geçenlerde gerçekleştirdiğimiz ada gezisi esnasında çekilen 'Fırtınalar Esiyor' adlı doğaçlama sayılabilecek filmin taze bitmiş hali. Habercilikte 'Yılın Haberciliği' ödülüne aday olan bu filme kısaca atölyenin kapanış filmi de diyebiliriz. Anlaşılacağı üzere bu filmi çekerken çok eğlendik. Adalarda tur atıp sıcacık kıraathanede çaylar içmek müthişti. Ben 6-7 senedir İstanbul'da olmama rağmen kışın adaya hiç gitmemiştim- gitmeyi düşünmüyordum da ama atölye vesilesi ile o yalnız, ıssız ve muhteşem sokakları dolaşma şansım oldu. Buz gibi havada çıkıp gelen arkadaşlara, keyifli geçen pazar günü(ki pazarlar boktandır) için tekrardan teşekkür ediyorum.

Evet, atölye bu dönem sona erdi, gelecek dönem başka bir başlık adı altında yeni kişilerle bir atölye daha gerçekleştireceğim. Ayrıca yine gelecek dönem bu dönemki katılanların bir bölümü ile daha üst seviye çalışmalara film ekibi kurarak devam edeceğiz. Devamını son toplantımız olacak olan bu çarşamba(22 aralık) 17de konuşuruz.

Bu dönemin yorgunluğunu atmak ve kritiğini yapmak için, Mithat Alam Film Merkezi Öğrenci Sinema Atölye Topluluğu olarak merkezin yılbaşı partisine davetliyiz. İçkiler şirketten.

Buyrun filmlere:

Ses Filmleri



Fırtınalar Esiyor

11 Aralık 2010 Cumartesi

KURGU ATÖLYESİ

Sabah Ekin Kafe'de kahvaltıyla başlanılan karlı, yağmurlu, soğuk, fırtınaların estiği bir gün.
Ada gezisinde çekilen film,nam-ı diğer "Fırtınalar Esiyor" ve ses filmlerinin kurgusunu yapmaya çalıştığımız bir gün.
An itibariyle iki adet ses filmini ve "Fırtınalar Esiyor" filminin yarısını tamamlamış bulunmaktayız. Ama tabi ki bugünlük işimiz bitmedi. Sadece yemek molası verdik, hepsi bu.
Ses filmi çekip, bugün gelmeyen, geçerli bir mazereti de olmayan arkadaşlara çok kırıldık, bilgilerine.

Herkese iyi hafta sonları. Esen kalın.

3 Aralık 2010 Cuma

ÖDÜL TÖRENİ-PARTİ , BAKIŞ FİLMLERİ ve ADA GEZİSİ

Yoğun diyebileceğimiz bir haftaydı. İlk hikayem ilk filmim filmlerinin ödül töreni ve kutlamasında buluşacaktık cuma, kasımın 26sında. Tabii Tufan, ben, Eda, Burcu ve Burag icin de tatlı bir koşuşturmaca başlamıştı birkac gun evvelden. Filmleri izleyip belirlediğimiz kategorilerde en iyileri seçecektik. Cuma günü ise organizasyon için koşmaya başladık. İlk soru 'Nereden oyuncak bulacağız?' oldu ve kendimizi tahtakalede ekmek kadayıfı yerken bulduk, ıslanmamak için muşambanın altında sıkışmaya çalışırken. Satıcının bozulmasın diye dondurduğu kaymak dişlerimizi kırıp geçirirken oyuncak pazarında işimizi halletmiştik bile. Tufan ve ben kırmızı şeytan ile yağmur çiselerken trafiğe karıştık: istikamet merkez...

Merkeze geldiğimizde yapılacak çok iş vardı: Filmler dvdye basılacak, belirlenen kategorileri birincileri temize çekilecek, hediyeler üzerine yazılar yazılacak, paketlemeler yapılacak, üst katta düzenleme yapılacak vs vs. Ve beklenen oldu:dvdlerde sorun çıktı; üstelik yönetmenlerimiz ve oyuncuları gelmişti. 1 saat kadar bir gecikme ile (kaynaşmaya da vesile oldu) sinema salonundaki törene geçilmiş oldu. Videosunu sonra yapacağım ödül töreni ve parti benim için çok eğlenceli geçti. En çok oyuncak ayıcığı ve köpüşcüğü toplayan film BiPolar oldu. Diğer ödüller ve ayrıntılar sanırım videoda olur. Tören ve parti sonrasında katılanların bir bölümü, dönemin 2. uykusuz geceler film izleme partisine devam ederek sabaha kadar film izledi.

Biraz dinlenmece ve sonrasında 'kurgu odasında sabahlamaca'. Çarşamba sabahı montajını bitirdiğim Bakış Filmlerini aynı gün(1 aralık) atölyede gösterdik. Her film sonunda pause yapıp filmleri görüntü ve diğer alanlar üzerine eleştirdik. Biliyorsunuz bakış filmleri yönetmenlerin bilmedikleri bir senaryoyu okuyup, kısa süre içerisinde kadrajlara karar verip, baskı altında öne çıkacak içgüdüleri ile hikayeyi filme çevirmeleri ile alakalıydı. Filmlerin çoğu birazdan göreceğiniz gibi birbirlerine çok benziyor: Hikayeyi izleyiciye anlatma ve/veya anlaşılma kaygısı. Yine göreceğiniz gibi bazı filmler çok yaratıcı şeyler deniyor. Ben bu uygulamayı cok sevdim, çünkü yönetmenler aynı hikayeyi aynı mekanda farklı çektiler ve istemeden de olsa bazı filmler mesela çorbanın hikayesi oldu, bazıları sarışın kadının, bazıları garsonun bazıları da duygu üzerine yoğunlaştı. Bir film tasarlarken başladığınız kadraj, seçtiğiniz kadraj ve bitirdiğiniz kadraj filmi nasıl da farklı şeylere sürükleyebiliyor görmüş olduk. Buyrun bir de rahat rahat izleyin.

Bu pazar (5aralık) gelebilenlerle adalara gidiyoruz, Kabataş'tan sabah 10.30 vapuru ile, yağmurlu soğuk bir günde. Hem gezicez hem de becerebilirsek bir film yapıcaz. Hiç kuşkusuz bu gezinin videolarını ve notlarını yakında burada paylaşırız.

Gelecek pazartesi ve salı (6-7 aralık) ses filmlerini çekmeye devam ediyoruz. Çarşamba atölyede yeni konu başlığı üzerine buluşuyoruz. Görüşmek üzere.
Ali Ç.

BAKIŞ FİLMLERİ

Bekleme Odası



Restoran